NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
2563
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ
بْنُ مُوسَى
الرَّازِيُّ
أَخْبَرَنَا
عِيسَى
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي ذِئْبٍ
عَنْ
الْقَاسِمِ
بْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
نِيَارٍ عَنْ
عُرْوَةَ
عَنْ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أُتِيَ
بِظَبْيَةٍ
فِيهَا
خَرَزٌ
فَقَسَمَهَا
لِلْحُرَّةِ
وَالْأَمَةِ
قَالَتْ
عَائِشَةُ
كَانَ أَبِي
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ يَقْسِمُ
لِلْحُرِّ
وَالْعَبْدِ
Aişe (r.a.)'dan demiştir
ki:
Nebi (S.A.V.)'e içinde
(kıymetli) boncuklar bulunan küçük bir torba getirilmiş de onu hür kadınlarla
cariyeler arasında paylaştırmış.
(Hz. Aişe dedi ki:
"Babam (Ebû Bekir) (bu gibi hediyeleri) hür erkekler ile erkek köleler arasında
bölüştürürdü.")
İzah:
Aslında devlet
başkanının eline savaşsız olarak geçen mallarda tüm muslumanlar eşit derecede
hak sahibi olmakla beraber, Rasûl-ü Zişan efendimiz boncuk gibi kadınların
boynuna takmaktan başka bir işe yaramayan ziynet eşyalarını hür ve cariye
kadınlara dağıtmıştır. Bu sözü geçen mücevherlerde erkeklerin hakkı
olmadığından değil de erkeklerden ziyade kadınların işine yaramasındandır.
İşte Hz. Ebû Bekir
(r.a.) Rasûl-ü zişan efendimizin bu taksimini böyle anladığı için kendisi bu
nevi mallan hür olsun köle olsun erkeklere de ihtiyaçları nöbetinde
dağıtmıştır. Aliyyü'l-Kari'nin açıklamasına göre, burada söz konusu edilen
erkek kölelerle cariyelerden maksat, hürriyetine yeni kavuşmuş kölelerle
mükatep kölelerdir. Çünkü mutlak kölenin alacağı mal efendisinin olacağından
ona bir mal vermek söz konusu olamaz.